Fotoğrafçılık, 19. yüzyılın başlarında geliştirilen bir teknolojiyle ortaya çıktı. Ancak bu teknolojinin gelişimi, aslında çok daha öncesine dayanıyor. İlk kamera obscura, MÖ 5. yüzyılda Çinli filozof Mozi tarafından icat edildi. Bu cihaz, doğal olarak oluşan görüntüleri yansıtıp tersine çeviren bir optik prensibi kullanıyordu. Kamera obscura fikri, daha sonra Yunan filozof Aristoteles tarafından da geliştirildi.
Orta çağda ise, kamera obscura prensibi, düzeltici lenslerle birlikte kullanılarak gözlüklerin geliştirilmesine yol açtı. Ayrıca bu prensip, ressamlar tarafından kullanılarak perspektifin doğru bir şekilde yakalanmasına yardımcı oldu.
Ancak fotoğrafçılığın modern formu, 1800'lü yıllarda Fransız mucit Joseph Nicéphore Niépce ve Louis Daguerre tarafından geliştirilen dagüreotipi teknolojisiyle başladı. Bu teknoloji, ışığa duyarlı bir yüzey üzerine görüntüleri sabitlemek için gümüş plakalar kullanıyordu. Bu sayede, ilk defa doğal ortamlardan kesintisiz görüntüler yakalanabiliyordu.
1839'da İngiliz mucit William Henry Fox Talbot, negatifler ve pozitifler kullanarak kalıcı bir görüntü elde etmek için kağıt tabanlı bir süreci icat etti. Bu teknoloji, fotoğrafçılığın yaygınlaşmasına ve halka açılmasına neden oldu.
Fotoğrafçılık teknolojisi, o günden bu yana sürekli gelişti ve evrim geçirdi. Günümüzde dijital fotoğraf makineleri, akıllı telefonlar ve diğer cihazlar, fotoğrafçılık dünyasında önemli bir yer tutuyor.