Fotoğrafçılık, 19. yüzyılın ortalarında icat edildi ve birçok kişinin çalışması sonucu geliştirildi. Ancak fotoğrafçılığın tarihi, 5. yüzyıla kadar uzanıyor. Antik Çin ve Yunanistan'da, karanlık bir odaya yerleştirilmiş bir delikten geçirilen ışıkla nesnelerin izleri tutuluyordu. Ancak bu yöntemle bir görüntü oluşturulamıyordu.
Modern fotoğrafçılık ise 19. yüzyılın başlarında, Fransız mucit Joseph Nicéphore Niépce tarafından icat edildi. Niépce, asfalt karışımını levhalar üzerinde kullanarak ilk fotoğrafı çekti. Ancak bu yöntemle çekilen fotoğraflar, uzun pozlama süreleri gerektirdiği ve sonuçlarının kalitesi düşük olduğu için yaygın olarak kullanılmadı.
Daha sonra, Niépce'nin ortağı Louis Daguerre, daha hızlı ve kaliteli bir fotoğrafçılık yöntemi geliştirdi. Bu yöntemde, metal levhalar üzerine ışığın düşmesiyle kimyasal bir reaksiyon gerçekleşiyor ve görüntü oluşuyordu. Bu yöntem, daguerreotipi adıyla biliniyordu ve 1839 yılında Paris'te sergilendi.
Aynı dönemde, İngiliz mucit William Henry Fox Talbot da, negatif ve pozitif film kullanarak daha pratik bir fotoğrafçılık yöntemi geliştirdi. Talbot'un yöntemi, birçok açıdan daguerreotip yönteminden daha avantajlıydı ve daha yaygın olarak kullanıldı.
Fotoğrafçılık, 20. yüzyılda da hızla gelişti. Renkli film, 1930'larda keşfedildi ve dijital fotoğrafçılık teknolojisi 1980'lerde ortaya çıktı. Günümüzde, dijital fotoğrafçılık, gelişmiş kamera teknolojisi ve dijital düzenleme yazılımları sayesinde daha da gelişti.
Sonuç olarak, fotoğrafçılık, tarihi boyunca birçok icat ve keşif sayesinde büyük bir gelişme gösterdi. Bugün, gelişmiş teknolojiler ve dijital düzenleme yazılımları ile birlikte, fotoğrafçılık her zamankinden daha popüler ve rağbet gören bir sanat dalı haline geldi.