Fotoğrafçılık bir sanattır ve hedefi bir resmi boyamak, bir hikaye anlatmak ya da bir olayı kaydetmektir. Fotoğraf duygular oluşturur ve ilk izlenim görüntünün bileşiminin dengesine bağlıdır. Onlar olmadan fotoğraflarınızın etkililiği azalacak olan önemli kompozisyon kuralları bulunmaktadır.
Fotoğrafçılar bu kuralları öğrenmek zorundadırlar. Ayrıca bu kuralları uygulamanın fotoğraflara kattığı avantajları da öğrenmek zorundadırlar. Son olarak, bilmeleri gereken son şey, kuralları ne zaman kırmaları gerektiğidir.
Üçler Kuralı, muhtemelen fotoğrafçılıkta en çok konuşulan ve fotoğrafçılık kurslarında ilk öğretilen konulardan biridir. Üçler kuralı oldukça etkili bir tekniktir ancak kırıldığında da oldukça etkili sonuçlar verebilir. Üçler kuralını uygulamanız fotoğrafınızı dengede tutacaktır ve izleyicinin dikkatini odak noktanızda tutacaktır.
Üçte bir kuralı hem yatay hem de dikey ikişer çizgi ile ekranınızı bölmeniz şeklinde kolayca açıklanabilir. Bu çizgiler görüntünüzü enine ve boyuna 1/3 oranında ve 9 eşit parçaya bölecek.
Çekiminizi yaparken ilgiyi çekmek istediğiniz konuyu bu dört çizginin kesiştiği dört noktadan birine yerleştirmeniz gerekecektir. Nesneleri bu noktalara yerleştirmeniz sayesinde görüntünüz dengeye ulaşacaktır. İzleyiciler bu dört noktaya bakma eğilimindedir.
Ufuklar ise gökyüzüne ya da yeryüzüne vermek istediğiniz etkiye bağlı olarak bu dört çizginin alttaki ya da üstündekine yerleştirilmiş olmalı. Fotoğraf çekerken görüntünüzün tam ortasına yerleştirilmiş bir fotoğraf hiçbir cazibesi olmayan donuk bir fotoğraf izlenimi verecektir. Ana konunuzdan başka olan diğer konular ise diğer ilgi noktalarına konulmalıdır. İlgi noktalarından birine ana konuyu yerleştirmek, diğer konuları da diğer ilgi noktalarına yerleştirmek oldukça etkili ve dengeli bir çekim üretecektir.
Üçler Kuralı, sadece fotoğrafçılıkta değil, 1797 yılına kadar giden eski boyama işlerinde de kullanılmıştır. Üçler Kuralını ister az ister çok kullanabilirsiniz, ne zaman kullanacağınıza siz karar vereceksiniz.